| | Anlatamadıgımsın..........
Belkide bir tebessümdür içinde sevgi tomurcukları ekip filizlenmesini saglayan.Baharda açan rengarenk çiçekler misali güzen...
|
| | Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı...
|
| | Yürüyelim Seninle İstanbul'da Kırmızıyı sevdiğini bilseydim hayallerim...
|
| | Tasavvufta Lale...
Aşkımdan pürsafâyımdır sanırsın belki bu demler… Aşkın neşvesi olmaz Lâle; Eğlâl Leylî; Leylâ olmadan Ey güzel…
* * *
Üzerimde aşkın pırıltıları olabilir belki… Veya âşıkların in'ikasıyla bir kıvılcım görebilirsin yüzümde… Bu...
|
| | O' nun (s.a.v) doğduğu gün bizim için bayramdır...
|
| |
Mevlid Kandiliniz mübarek olsun...Hayrılı nurlu feyizli olsun inşallah yolcu arkadaşlarım..
dualarınızda bu fakirede yer verirseniz çok bahtiyar olurum..
rabbim hepinizden razı olsun..
Rabbim bugünde Efendimiz (sav.) daha iyi anlamayı nasip etsin..
dualarınızı/mızı...
|
| | "MEVLİT KANDİLİ" Alemlere rahmet sevgilinin kutlu doğumu..
Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Herşey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü.
Ruhlar birşey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu.
|
| | ...Ey “susmak Aşkımın Ifadesidir” Diyen Sevgili!...
Bazen hiç ummadığın bir anda vazgeçersin her şeyden..
Bırakırsın sıkıca tuttuklarını, dağılır benim dediklerin, cildi kopmuş defter yaprakları gibi.. Sonra buruşturup sayfaları tek tek, çakarsın kibriti…
|
| | Niye bana uzaksın sevdiceğim? Gözlerinin büyüsünü özlemedim mi sanıyorsun? Sözlerinin sıcağı kalbimde bin efsûn. Sen yokken kuyulara düşüyor düşlerim. Sen olmayınca sevda yetim; aşk öksüz şefkat kimsesiz.
Sensiz hesapların hepsi yarım...
|
| | İstanbul intihar etti
Önce erkek oldu kadınlar kadın oldu erkekler istiklal caddesinde. Kalbi temiz olan cenneti hakedecekdi. Sorun değildi camilerin dolup taşması turistlerin fotoğraf çekmesi için yapılmış gibi mahzundu bütün evleri Allah'ın. Marmara denizi murdar oldu hayasızların kadın erkek karmakarışık girmesi ile içine. Fatih câminden akıp gitmiyordu...
|
| | ....Leyla Nın Mecnunu...
Günlerden birinde Mecnun'a rastlayan bir gönül ehli, onun halini bilen bir yolcu, bütün içtenliğiyle sordu:- Leyla hakkında ne biliyorsun? Bana Leyla'dan haber ver!Mecnun, o anda baş aşağı yıkıldı, yola serilip kaldı. Sonra inler gibi mırıldandı:
- Bir kere daha Leyla de! Eğer Leyla'yı bilmek istiyorsan...
|
| | Ücretsiz bilettir TEBESSÜM yürek yolculuğunda... Kolay değil belki, ama imkansızda değil.
Hangi küskünlük bitmemiş, hangi dostluk başlamış ha !
Yüreğin senin elinde dostum. İnsanları değiştiremezsin, ancak onlara olan düşüncelerini değiştirebilirsin.
Herkesi...
|
| | [b][i]KIYMETİNİ BİLMELİ
Kıymetini bilmeli hayatın, kıymetini bilmeli sevdanın, sabahın kızıllığının, ikindi serinliğinin, gün batımının eşsiz güzelliğinin kıymetini bilmeli. Aldığımız nefesin, uyuduğumuz gecenin, gördüğümüz rüyanın, uyandığımız sabahın kıymetini bilmeli...
Kıymetini bilmeli varoluşun, yüzümüzü okşayan, esen...
|
| | Kapattık bazı kapıları dostlar…
kör bir kilit vurduk üzerlerine..
Şimdi açılırlar mı yeniden, en tılsımlı sözleri söylesek?..
Yahut yeni kapılar açsak, kaybettiklerimizin peşine düşsek..
Kör kilitli kapıları açmak gerek dostlar..
Biraz cesaret gerek belki..
Gerçeklerle yüzleşmeye cesaret, gerçekleri kabullenmeye cesaret..
|
| | Asırlara yenik düşmüş bir kelebeğim ben.Rengarenk kanatlarım yok artık , kısacık ömürlerime fazlaca çiçekler sığmıyor.Dahası canana düşler gelmiyor narinliğimden.
Bağrıma ateş düşeli ve ben o ateşe odun düşeli yanmadı kainat böylesine.Kalmadı kimselere cennetlik sevdalar.
Kalmadı kimselere ahretlik dualar.Ete kemiğe sarılalı aşıklar , duyulmadı sinemdeki gibi figanlar.
|
| | Susuz topraklarda çöl misali hıçkırık yalnızlığında üşüyen ellerim, bir mahşeri günün secdesinde buldu hiçliği.
Zindan yalnızlığında büyüyen göz bebeklerim al yanaklı çocuk masumluğunda yitirdi gözyaşlarını.
Kaybolan zincir, karanlığın kuytularında zifiri çağırıyor masum bakışları.
Mahkumuyum bu muhkem hücrenin kör yalnızlığında. Kuyularda yusuf sesi arar bu sezsiz bakışlarım....
|
| | Acıma, esirgeme, koruma, sevgi gösterme, yardım etme. İnsanı başkalarına iyilik ve yardım etmeye yönlendiren acıma duygusu. Tüm yaratılmışlara sevgi ile yaklaşma, onları kötülüklerden koruma ve kurtarma, zor durumlarında yardım etme, bağışta bulunma, affetme gibi iyi huy ve davranışların başlıca nedenidir. Kaynağı Allah'tır. İnsanlardaki merhamet, Allah'ın rahmet ve merhametinin bir tecellisi, bir yansımasıdır.
Allah'ın en önemli niteliklerinden...
|
| |
|
| | Taşları utandırdığın yetti; al kalbini, git cehenneme odun ol!
|
|
| | Yüzbinler Gazze için Çağlayan'da olacak
Saadet Partisi'nin düzenleyeceği ''Filistin'le Dayanışma Mitingi'', Çağlayan Meydanı'nda saat 12.00 ile 16.00 arasında gerçekleştirilecek. Miting nedeniyle bazı yollar kapalı.
Filistin ve Gazze ile dayanışma içinde olmak ve İsrail'i protesto etmek amacıyla gerçekleştirilecek mitinge, 60'dan fazla sivil...
|
| | bu gün olmazsa yarın..
çatlasa dünyanın sabır taşları
dürülür defteri zulümün bir bir
elvan elva çiçek açar sabahlar
bugün olmazsa yarın
bir gün mutlaka
bir ömür beklemek kahır yüküdür
dağlar kente yürür mekan kımıldar
gönülden...
|
| | FİLİSTİN[/color] yüreğim işgalde.
FİLİSTİN yüreğim işgalde. şeytan şehirlerime bombalar yağdırıyor şeytan israil ; FİLİSTİN yüreğimde işgalde ÜMMEDİ MUHAMMED eller semaya gönüller dua ya
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
YA ALLAH, YA KAYYUM, YA HAKEM, YA ADL,...
|
| | Sen kurşun yağmurları altında Güneşin delik deşik edildiği Bir ülkede doğdun... Öptü kan revan içinde seni Çırılçıplak bir ölüm... Ölümü ve gözyaşını gördün yavrum... Kan emmeyi öğrendin yaralarından... Saplanırken geceye ilk çığlığının sesi...
|
| | Hicri yılbaşı gecesi
Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam, miladi 571’de 20 Nisana rastlayan, Rebiul-evvel ayının on ikinci Pazartesi sabahı, Mekke’de doğdu. 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanların Şemsi yılbaşı oldu. O yılın Muharrem...
|
| | Kalbim, Gitme... Kalbim, en kırılgan yanım! Biliyorum, seni elden ele dolaştırılan bir gül gibi çok hırpaladım... Kanatları kırık bir kuş eyledim narin varlığını. Teli kopuk, mızrabı kırık bir sazsın şimdi. Sessizliktir şimdi...
|
| |
Yine'mi basini Secde'ye vurmadan yatacaksin Yine'mi Melekleri aglatip, iblis'e kanacaksin Söylesene! Sen ne zaman nefsine Ok atacaksin...? Ne sabah kildin! Ne Ögle...ne de ikindi! Ne o...! Yoksa Elin-Ayagin mi kilitlendi? Aksami da kilmadin! Hadi bari Yatsiyi kil Sen de...Secdelilerin arasina katil Hadi be...! Siva kollarini, ve Abdest'ini al Vur basini Secde'ye! Cennet'in düsüne dal...
|
| | ...Senden Başka Bişey Kalmasın..!.
Yüreğim neden böyle kırılgan oldu Ya Rab!
Ben ki, senin izninle tüm tasalara göğüs gererdim. Peygamber hatırası bir tebessümle karşılık verirdim Elini kaldırıp üstüme yürüyene bile… “Kötü söz sahibinindir.” der sabrederdim.
……….ve...
|
| |
Kırılgan bir çocuğum benYüreğim cam kırığı
|
| | ...Hüzün Yılı...
Mekke döneminin en sıkıntılı anında Hz. Hatice ile Ebu Talib'in vefat ettikleri yıl.
Peygamberliğin onuncu yılında Müslümanlar iktisâdî ablukadan yeni çıkmışlardı. Ebû Tâlib ağır hasta yatıyordu. Ebû Talib Peygamberimizi bir amca olarak düşmanlarına karşı...
|
| |
|
| | Kalbinin çağır(ıl)dığı yerde misin? Basit ama kesin bir fizik kuralıdır: Bir yerde bulunman için diğer yerleri terk etmen gerekir. Bir anda iki yerde bulunmak mümkün değil. Sadece bir yeri tercih etmen gerekir....
|
| | Biliyorum, hiç beklemiyordun bu daveti. Birden geliverdi değil mi? Ansızın vurdu şakağına; saçaktan düşen buzdan kılıçlar gibi. Şaşırdın. Huzurunun göbeğine irice bir taş savruldu; halka halka titremede gönlünün düştüğü göl...
|
| | Bayram günleri sevinç ve neşe günleridir. Bu sebeple eşimizi, çocuklarımızı, ana ve babamızı sevindirelim. Güler yüzlü olalım. Geçmişlerimizi dua ve hayırla yad edelim. Barışmak ve kaynaşmak için bayramları fırsat bilelim. Dinimize; iman, ibadet ve ahlakımıza sahip çıkalım. Haram ve günahlara yanaşmayalım. İnsanların haklarına...
|
| | ...YANDIM GÜL OLDUM...Ben kalbimi dünyanın dert duvarları arasında ezdirdim. Öyle çok özledim ki sonsuz genişliğini secdelerin.
|
| | Derin Hacc Rehberi
Niyet Gidiyorsun.. Bir ömür boyu bu yolculuğu beklemiştin. Belki kalbini gidenlerle birlikte oralara gönderdin, belki ruhunla hayalen tavaflar ettin. Şimdi ayaklarınla basa basa yola düştün işte. Belki daha önce uzun yolculuklara çıkmıştın, belki daha önce de hacca gitmiştin....
|
| | KALBİN GECE UYANIŞI: TEHECCÜD
Gecenin karanlığında, arzın ve arşın taşıyamadığı yaratılmış olmanın sorumluluğunu, insanın üzerine almasıdır teheccüd. Gecenin doruğunda, aniden ve sebepsiz yere uyandığı olur insanın. Uykusunun bir yerindeki açıktan başka alemleri görmüştür. Uyku, uykuda tutamaz artık insanı. İlk düğüm çözülmüştür. Sonraki düğümleri çözmek...
|
| | NURUNDANDIR BÜTÜN NURLAR
“Beni seven cennette benimle beraber olur” Mihrabım! Mihrabıma uğra saba yeli,huzuruna varıp edeple, selamımı ilet, heceler yarım yamalak, heyecanlar salkım saçak....
“Ant olsun kuşluk...
|
| | Büyüdüğümü fark ettim bugün. Yada büyümek zorunda olduğumu. Herşeyin üstesinden gelmek için büyümek gerektiğini. Toz pembe hayallerimi silip attım. Ayaklarım gerçekler kadar sağlam basmalıymış yere. Öyle gerekmiş omuz omuza cenk etmek için...
|
| | Kalbimiz, bir tür misafirhane gibidir. Hayat boyu meydana gelen iç ve dış tesirlere ev sahipliği yapar durur. Bu tesirlerin en önemlisi de, irade dışı meydana gelen iç fısıltılardan oluşur. Bu fısıltıların bir kısmı iyi huylu, bir kısmı kötüdür. Bu durumda ev sahibine düşen; iyileri ağırlayıp, kötüleri uğurlamaktır.
|
| | Bütün hayatımız boyunca bizi üzen, korkutan, kolumuzu-kanadımızı kıran, ümitsizliğe düşüren yığın yığın olaylarla karşılaşıp durmaktayız. Üstelik, inancımız ve hayat tarzımızdan dolayı bazen suçlu muamelesi de görebiliyoruz. Zayıf görüldüğümüz için hakarete uğrayabiliyor; şefkatle uzattığımız elimize tokatla karşılık verilebiliyor. Ne tarafa dönseniz, kapılar yüzünüze kapatılmış gibidir. Böyle...
|
| | Artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor. Biliyorum bütün kusur bende, duyarsızlaştım iyice. Memleket meseleleri hiç mi hiç sarsmıyor. Bugün, şu içinden geçtiğimiz absürt günlerde bile mi diyeceksiniz, evet şu gözümüzün önünde olup bitenler bile kılımı kıpırdatmıyor. Galiba insanlara, hadi bir kısmına diyelim, inancımı büsbütün yitirdim. Bütün yeryüzü yaşamının bir maskeli balodan ibaret olduğuna inanıyorum...
|
| | "unutmuşum, Affedersin..."
"unutmuşum, Affedersin..."
-Yalnızım, çok yalnızım.
-Hatırlıyor musun; "çok yakınım ben" demiştim sana, "çok yakın!" Senin sana olduğundan bile yakın. Kendi kendini çağırdığında ne kadar yakından duyuyorsan, ondan da yakınım. Kendinden bir şey istediğinde ne kadar...
|
| | ...''Ben Rabbime gidiyorum''...
''Ben Rabbime gidiyorum'' diyerek ayrıldı arkadaşlarının yanından! Onbeş - yirmi dk. sonra tekrar dönüp geldiği sıra arkadaşları hemen soru yağmuruna tutmuşlardı onu: ''Ben Rabbime gidiyorum'' da ne demek ve sen gerçekten az önce nereye gidip geldin_?'' O'nun bu sorulara karşı cevabı, tek kelime oldu:''NAMAZ''
Evet… bu küçümen...
|
| | VERAhiç söylenmemiş sözler söyleyelim el değmemiş duru sözler sevdiğim için sevdiğim şehir giysilerini kıskanır ve bu yüzden bürünür geceyi güneşgözlerinden beslenir ve saçlarını kollar görmek için sensizken şehrim boş meydanlarında yürüdüm kalın puntolarla iri laflar ettim
|
| | Sevgi kalplerin canı, ruhların gıdasıdır. Sevmeyen...
|
| | BAĞDAT'IN DUDAĞINDAN.. Rabbim, ülkeme bahar geliyor. kelebekler kozasında kıpırdıyor. kuşlar dallarda cıvıldaşıyor.gül goncası başını uzatıyor..işte bu yeni bir yaratış..işte bu taze bir varoluş...Senin bizi hiçlikten çekip alan rahmetine tanık oluyoruz şimdi..Senin bizi unutulmuşluktan...
|
| | Yürüyebilseydi, bu kadar yakınıma gelebilir miydi? Tutsaydı ayakları, adım atabilseydi meselâ, gönlümüze bu kadar teklifsiz girebilir miydi? Kasları o amansız kıpırtısızlığa doğru... |
|
| | Seni Hayat ile ßarıştırmaya Geldim!
seni hayat ile barıştırmaya geldim nasıl küsebilirsin hayata diye şaştım da anlatmaya geldim. sana mavilikleri yeşillikleri anlatmaya geldim. toprağın karanlığında çatlayıp yeşeren tohumu anlatmaya geldim. yaşamın bir merhamet olduğunu anlatmaya... ihtiyacın olan şeyleri sana göstermeye geldim. aynı dünyada yaşıyoruz:
|
| |
Aşk Ile Secdede
Secde için alnını yere koy da yeryüzünde gerçek saltanat neymiş bir gör...
Aşk ile secdede yükselen cana selam,vakt-i şerif, cuma ahir ve akibet hayrola efendim...
Feryâdı duyulmayan cana, Göğsü göz göz ayrılık delsin de bir Sen o gün benden işit "özlem" nedir Dostun...
|
| |
Unutkandır insan. En çok da kendini unutur. İnsan yanını yitirir. Sık sık kalbini düşürür göğsünden. Vicdanına temas etmeden geçirir bir ömrü. Gönlünün gönlünü etmeden getirir yarını. Şehrin gürültüsünde, telaşların yangınında, görsel kandırmaların kuytusunda, yüzüne serince değen, senden hiç yüz çevirmeyen, boş söz ve yalan söylemeyen, unuttuğun yanlarını hatırlayan, düşürdüğün...
|