YEŞİLYOLCU
Anasayfa
Kayıt Ol
EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR
Bismillah.Elhamdulillah.Allahu tealaya hamd ve sena, Habibi Muhammede salat ve selam olsun.(sallallallahu aleyhi vessellem )Geçmiş olan zamana bakıyorum, ömür her an eksilmekte.Gelecek olan ölüm anı ise her saniye yaklaşmakta.Bir söz vardır."Geleceği belli olan hemen gelir." Ölümün de geleceğine inanıyoruz ve her gün birilerini kara toprağın kucağına bırakıyoruz.Yukarıda ( mezarın yanında) hoca ve cemaat dualar okurken. aşağıda ise sorgu sual başlamıştır.Yaşayan için önemi yoktur bu durumun.(gafilliğinden önemini de anlamaz.oysa ki en güzel vaazı verir cenaze). Nasıl olsa üç ihlas, bir fatihadan sonra geçip gidecek kabristandan ama aşağıda ki (kabrin içinde ki) için çok önemlidir.Zira kabir sorgusu çetindir ve ilk duraktır.Hiç tanımadığı, daha evvel hiç bilmediği bir mekana gelmiştir.
Dünya hayatında da öyle değil midir?Daha evvel gitmediğiniz bir eve gitseniz ne yapacağınızı bilemez,nasıl davranış göstereceğinizi sezemezsiniz.Ev sahibi soru sorduğunda heyecanınızdan diliniz birbirine karışmış bir halde "kem küm" ler eşliğinde bir cevap verirsiniz.Gerçi size göre tam verilmiş bir cevaptır amma ev sahibi memnun olmaz ise sorusunu tekrar eder.Bu hikayeyi alıp kabir alemine uygularsak şöyle bir tablo çıkar karşımıza.
Münker ve Nekir adlı sorgu melekleri ev sahibidir.Siz ise ilk defa geldiğiniz kabr evinin misafirisiniz.Ev sahibi sorar; "Rabbin kim?" Misafir daha evvel dünya da rabbini tanıyanlardan ise der ; "Rabbim Allah." Yok misafir daha evvel dünya da tanımadıysa der ;" Bilmiyorum ki, oda kim" İşte o zaman ev sahipleri şöyle der ;"Bilmez olasıca..."
İnsana bir mücevher verilmiştir ki; adına hayat denilmiştir.Bu hayat,dünyaya geldiği an ile başlayıp, ergenlik çağıyla yükselişe geçer ve kabre giriş ya da can verişle son bulur.Bir insanergenlik çağına ermediği dönemde dini hiçbir ibadetle sorumlu tutulmamıştır.Ne zaman ergenlik dönemine erişir.işte o zaman dinen ibadetleri yapmakla mesul tutulmuştur.
Ergenlik dönemi hem iklim şartlarına hem de kız ve erkek fizyolojik ve biyolojik değişikliklerden dolayı farklı yaşlarda başlayabilir.Bu normaldir fakat, on beş yaşına gelmiş ve ergenlik dönemine girmemiş ise bir genç, dinen ibadetleri yapmak zorundadır.Bütün bu amellerin başını ilmihal çeker.Zira bir insan ilmi halini bilmeden nasıl amel işlyecek...
Örnek vermek gerekirse;günümüz de çoğu insanyaşı kemale erdiği halde hala gusul abdesti nedir bilmiyor.Bu zatın yaşı kemale ermiş velakin aklı kemale ermemiş.Bir müslüman erkek ve kadının en azından hafta da bir kere de olsa gusul abdestini tazelemesi gerekir.Nasıl ki üç günlük ekmeği bile bayatlamış diyeyemeyip israf ediyorsun.Aynı bunun gibi gusul abdestin de bayatlar, tazelemen gerek. Her şeyin tazesi daha hoştur.
Hz Peygamber sallallahu aleyhi vessellem. abdest ile alakalı bir hadisin de buyuruyor ki; " Bir kimse abdest alır. ve abdestini güzel eylerse günahları bedeninden hatta tırnaklarından bile çıkar."Abdest ile alakalı nice hadisi şerifler var.Bunları sadece ilmihalleri karıştırıp okuyanlar bilir.Sevabını da ihlas ile amel edenler alabilir.Yoksa öğrenmeden ya da öğrenipte amel etmeden hiç bir şey elde edilmez.Cuma suresin de buyurulduğu gibi" Tevratı yüklenipte amel etmeyenler ,ciltler dolusu kitap taşıyan merkebe benzer"...
Gençliğe bu hadisleri okuyup, anlatacaksın.Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadislerin de namaz kılmayı yedi yaşında çacuğuna söyle, on yaşına gelince kılmazsa hafifçe dövün rivayetini göz önüne alarak.Gençliği çocukluğundan itibaren yetiştirmeye başlamalı.Azar azarda olsa, Abdesti, gusul abdestini,temizlik kurallarını,konuşmaadabını,namazın nasıl kılındığını vesair diğer amelleri tatbikli anlatmalı Tatbikli anlatımı da açmak gerekirse ki oda şöyle ; hem ebeveynler uygulayacaklar hem de gence uygulatacaklar.Yoksa genç yirmi yaşına bastıktan sonra namazı kıl dersen hiç bir işe yaramaz.Nasıl aşı zamanı aşılanmayıp, zamanıgeçtikten sonra aşılanan aaç meyve vermezse.Gençte ,çocukluk çağlarında ilmihalini öğrenmezse, gençliğin de ne amel eder ne de bu yolda adım atar.
Hem bir genç yirmi yaşına kadar abdestsiz,namazsız nasıl yaşar.Dinen guslu gerektiren halden kurtulmak gusletmek ile olur.Eğer bir genç yirmi yaşına kadar gusulsuz dolaşıyorsa bunun hesabını mahşer de ebeveynlere sorarlar. Hz Peygamber aleyhissalatu vesselam buyuruyor ki ;" hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz."
Bu devrin gençliği hakikaten yanlışlara saplanmış.Bataklıkta çırpınıyor.Çırpındıkça da daha hızlı batışa geçiyor.Bir genç nasıl içki içebilir.Zamanın da ,çocukluk yıllarında içkinin haramlığına dair ilmihali bilgiler verilseydi.Gençlik çağına erdiğinde, ortamın bu kadar kötüleştiği, hak ile batılın birbirine karıştırıldığı devirde. Hiç bir suretle içkiyi ağzına sürmezdi.Oysa ki; bu konu da büyükler de suç payı daha fazladır.
Çocukluk dönemin de, çocuğun gözü önün de içkiler içip, "Sen de iç,azıcık içcen bi şey olmaz" tarzı sözlerle tahrik ve teşrik ile çocuğa içkinin tadının tattırılması ne kadar yanlış.İçki denen zımbırtının kötülüklerin anası olduğu bildirilmiştir.Eğer içki kötülüklerin anasıysa, bunu içen kişi sarhoş olmasının akabin de gidip zinaya da düşebilir.Adam da öldürebilir.Hırsızlıkta yapabilir.Vel hasılı kelam, bu zat her günahı işleyebilir.
Hz Peygamber aleyhissalatu vessselam bir hadislerinde buyuruyor ki;"çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır."Yani çocuğa bir yudum dahi olsa "iç tadına bak" denilemez. Tabi ki bu bahis çocuğa özel değilki; içki tümüyle tüm ümmete haramdır.yaş farkı gözetmeksizin.Bu zamana kadar içen varsa da onun da tövbe etmesi gerek.
İslam dini güzel ahlaktır.Gençlerimizi güzel ahlak timsali yetiştirmeye çalışalım.Her bir genç muhammedi Ahlakla bezense,her yanımız muhammedi güllerle ve bu güllerin mis gibi kokularıyla donansa kötü mü olur ?
Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam buyuruyor ki;" Hayırlınız ailesine hayırlı olanlarınızdır." Bir toplumun temel taşı ailedir.Bu aile hele de müslüman bir aile ise,o çatının altının muhammedi ahlak ile bezenen güzide müslümanlarla dolu olması gerekir.Bir baba evladını beşikte iken helal rızıklarla, güzel ahlak ile yetiştirirse, o evlat yedisinde de namaz kılar, yetmişine geldiğin de de namaz kılar.
Bir babanın vazifesi,evlatlarına ilmihallerini anlatmaktır.Kız veyahutta erkek çocuğu fark etmez.Zira Hz Fatıma radıyallahu anhum anamız ergenlik çağına erdiğin de hemen babasına gitmiş ve durumu anlatıp" Bugün ben de kadın hallerinden bir hal oldu" demiştir. Her baba çocuğuyla yakından ilgilenmelidir. Çolu çocuğunu başı boş bırakmamalıdır.İşte hz muhammed aleyhisselam örnek ve önderimiz...
Kimi insan da var ki; Ne kadar anlatırsan anlat.Anlamamak için direniyor.Bu ayet bu devir de olmaz.İslam gerici ve yobazlar dini vesaire.Bir atasözümüz de denildiği gibi " it ürür, kervan yürür". İslamdan sonra yeni bir din gelecek olsaydı ve yeni bir kitap ile yeni bir peygamber gelseydi bile inatçı nefis kabul etmeyecek ve yine dinden kaçmak için bahaneler arayacaktı.
Bu gibi düşünen zatlara Mevlana, mesnevisin de şöyle cevap vermiştir."Güzel ve özgün bir nükte duysan.anlamandan sonra tadı kaçıp sevimsizleşir.(dersin) ki ben bunu çok duydum eski di artık, bundan başka bir şey söyle dostum. Farz etki, yeni ve özgün bir şey daha söylendi .Yarın ondan da bıkıp, tiksinirsin.Hastalığı defet, hastalığın kökü kazınınca eski sözler (bile) yeni gelir sana"
Hastalıktan kast nedir?İmansızlıktır.Bir insan imanın tadını alınca gözü hiçbir şey görmez.Gönlü de başka sevda istemez.Bunun yolu kelime -i şehadetten geçer.Her kalp günah işlemekten dolayı kararır.Kararan kalbin cilası zikirdir. Hz Peygamber aleyhisselatu vesselam" Her şeyi cilalayan bir cila vardır.Kalplerin cilası da allahı zikretmektir" buyurmuştur.
Makaleme son vermeden evvel şunu da demek isterim.Ölüm gelmeden önce, islama dönelim.Tövbe fırsatımız variken tövbeye koşalım.Yarın kabir de " Rabbin kim" sorusun da terlememek için, bugün dünya da amelleriişlerken ,Allahın rızasını kazanmak uğrunda terleyelim.Rabbim yardımcımız olsun.Muharrem ayına tekrardan kavuşmayı ve içinde bulunduğumuz safer ayının da hakkımız da hayırlara vesile olmasını cenabı haktan dilerim. ve ahiru dağvağna enil hamdulillahi rabbil alemin.
17 şubat 2009
22 safer 1430
salı
M.K
Bismillah.Elhamdulillah.Allahu tealaya hamd ve sena, Habibi Muhammede salat ve selam olsun.(sallallallahu aleyhi vessellem )Geçmiş olan zamana bakıyorum, ömür her an eksilmekte.Gelecek olan ölüm anı ise her saniye yaklaşmakta.Bir söz vardır."Geleceği belli olan hemen gelir." Ölümün de geleceğine inanıyoruz ve her gün birilerini kara toprağın kucağına bırakıyoruz.Yukarıda ( mezarın yanında) hoca ve cemaat dualar okurken. aşağıda ise sorgu sual başlamıştır.Yaşayan için önemi yoktur bu durumun.(gafilliğinden önemini de anlamaz.oysa ki en güzel vaazı verir cenaze). Nasıl olsa üç ihlas, bir fatihadan sonra geçip gidecek kabristandan ama aşağıda ki (kabrin içinde ki) için çok önemlidir.Zira kabir sorgusu çetindir ve ilk duraktır.Hiç tanımadığı, daha evvel hiç bilmediği bir mekana gelmiştir.
Dünya hayatında da öyle değil midir?Daha evvel gitmediğiniz bir eve gitseniz ne yapacağınızı bilemez,nasıl davranış göstereceğinizi sezemezsiniz.Ev sahibi soru sorduğunda heyecanınızdan diliniz birbirine karışmış bir halde "kem küm" ler eşliğinde bir cevap verirsiniz.Gerçi size göre tam verilmiş bir cevaptır amma ev sahibi memnun olmaz ise sorusunu tekrar eder.Bu hikayeyi alıp kabir alemine uygularsak şöyle bir tablo çıkar karşımıza.
Münker ve Nekir adlı sorgu melekleri ev sahibidir.Siz ise ilk defa geldiğiniz kabr evinin misafirisiniz.Ev sahibi sorar; "Rabbin kim?" Misafir daha evvel dünya da rabbini tanıyanlardan ise der ; "Rabbim Allah." Yok misafir daha evvel dünya da tanımadıysa der ;" Bilmiyorum ki, oda kim" İşte o zaman ev sahipleri şöyle der ;"Bilmez olasıca..."
İnsana bir mücevher verilmiştir ki; adına hayat denilmiştir.Bu hayat,dünyaya geldiği an ile başlayıp, ergenlik çağıyla yükselişe geçer ve kabre giriş ya da can verişle son bulur.Bir insanergenlik çağına ermediği dönemde dini hiçbir ibadetle sorumlu tutulmamıştır.Ne zaman ergenlik dönemine erişir.işte o zaman dinen ibadetleri yapmakla mesul tutulmuştur.
Ergenlik dönemi hem iklim şartlarına hem de kız ve erkek fizyolojik ve biyolojik değişikliklerden dolayı farklı yaşlarda başlayabilir.Bu normaldir fakat, on beş yaşına gelmiş ve ergenlik dönemine girmemiş ise bir genç, dinen ibadetleri yapmak zorundadır.Bütün bu amellerin başını ilmihal çeker.Zira bir insan ilmi halini bilmeden nasıl amel işlyecek...
Örnek vermek gerekirse;günümüz de çoğu insanyaşı kemale erdiği halde hala gusul abdesti nedir bilmiyor.Bu zatın yaşı kemale ermiş velakin aklı kemale ermemiş.Bir müslüman erkek ve kadının en azından hafta da bir kere de olsa gusul abdestini tazelemesi gerekir.Nasıl ki üç günlük ekmeği bile bayatlamış diyeyemeyip israf ediyorsun.Aynı bunun gibi gusul abdestin de bayatlar, tazelemen gerek. Her şeyin tazesi daha hoştur.
Hz Peygamber sallallahu aleyhi vessellem. abdest ile alakalı bir hadisin de buyuruyor ki; " Bir kimse abdest alır. ve abdestini güzel eylerse günahları bedeninden hatta tırnaklarından bile çıkar."Abdest ile alakalı nice hadisi şerifler var.Bunları sadece ilmihalleri karıştırıp okuyanlar bilir.Sevabını da ihlas ile amel edenler alabilir.Yoksa öğrenmeden ya da öğrenipte amel etmeden hiç bir şey elde edilmez.Cuma suresin de buyurulduğu gibi" Tevratı yüklenipte amel etmeyenler ,ciltler dolusu kitap taşıyan merkebe benzer"...
Gençliğe bu hadisleri okuyup, anlatacaksın.Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem bir hadislerin de namaz kılmayı yedi yaşında çacuğuna söyle, on yaşına gelince kılmazsa hafifçe dövün rivayetini göz önüne alarak.Gençliği çocukluğundan itibaren yetiştirmeye başlamalı.Azar azarda olsa, Abdesti, gusul abdestini,temizlik kurallarını,konuşmaadabını,namazın nasıl kılındığını vesair diğer amelleri tatbikli anlatmalı Tatbikli anlatımı da açmak gerekirse ki oda şöyle ; hem ebeveynler uygulayacaklar hem de gence uygulatacaklar.Yoksa genç yirmi yaşına bastıktan sonra namazı kıl dersen hiç bir işe yaramaz.Nasıl aşı zamanı aşılanmayıp, zamanıgeçtikten sonra aşılanan aaç meyve vermezse.Gençte ,çocukluk çağlarında ilmihalini öğrenmezse, gençliğin de ne amel eder ne de bu yolda adım atar.
Hem bir genç yirmi yaşına kadar abdestsiz,namazsız nasıl yaşar.Dinen guslu gerektiren halden kurtulmak gusletmek ile olur.Eğer bir genç yirmi yaşına kadar gusulsuz dolaşıyorsa bunun hesabını mahşer de ebeveynlere sorarlar. Hz Peygamber aleyhissalatu vesselam buyuruyor ki ;" hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz."
Bu devrin gençliği hakikaten yanlışlara saplanmış.Bataklıkta çırpınıyor.Çırpındıkça da daha hızlı batışa geçiyor.Bir genç nasıl içki içebilir.Zamanın da ,çocukluk yıllarında içkinin haramlığına dair ilmihali bilgiler verilseydi.Gençlik çağına erdiğinde, ortamın bu kadar kötüleştiği, hak ile batılın birbirine karıştırıldığı devirde. Hiç bir suretle içkiyi ağzına sürmezdi.Oysa ki; bu konu da büyükler de suç payı daha fazladır.
Çocukluk dönemin de, çocuğun gözü önün de içkiler içip, "Sen de iç,azıcık içcen bi şey olmaz" tarzı sözlerle tahrik ve teşrik ile çocuğa içkinin tadının tattırılması ne kadar yanlış.İçki denen zımbırtının kötülüklerin anası olduğu bildirilmiştir.Eğer içki kötülüklerin anasıysa, bunu içen kişi sarhoş olmasının akabin de gidip zinaya da düşebilir.Adam da öldürebilir.Hırsızlıkta yapabilir.Vel hasılı kelam, bu zat her günahı işleyebilir.
Hz Peygamber aleyhissalatu vessselam bir hadislerinde buyuruyor ki;"çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır."Yani çocuğa bir yudum dahi olsa "iç tadına bak" denilemez. Tabi ki bu bahis çocuğa özel değilki; içki tümüyle tüm ümmete haramdır.yaş farkı gözetmeksizin.Bu zamana kadar içen varsa da onun da tövbe etmesi gerek.
İslam dini güzel ahlaktır.Gençlerimizi güzel ahlak timsali yetiştirmeye çalışalım.Her bir genç muhammedi Ahlakla bezense,her yanımız muhammedi güllerle ve bu güllerin mis gibi kokularıyla donansa kötü mü olur ?
Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam buyuruyor ki;" Hayırlınız ailesine hayırlı olanlarınızdır." Bir toplumun temel taşı ailedir.Bu aile hele de müslüman bir aile ise,o çatının altının muhammedi ahlak ile bezenen güzide müslümanlarla dolu olması gerekir.Bir baba evladını beşikte iken helal rızıklarla, güzel ahlak ile yetiştirirse, o evlat yedisinde de namaz kılar, yetmişine geldiğin de de namaz kılar.
Bir babanın vazifesi,evlatlarına ilmihallerini anlatmaktır.Kız veyahutta erkek çocuğu fark etmez.Zira Hz Fatıma radıyallahu anhum anamız ergenlik çağına erdiğin de hemen babasına gitmiş ve durumu anlatıp" Bugün ben de kadın hallerinden bir hal oldu" demiştir. Her baba çocuğuyla yakından ilgilenmelidir. Çolu çocuğunu başı boş bırakmamalıdır.İşte hz muhammed aleyhisselam örnek ve önderimiz...
Kimi insan da var ki; Ne kadar anlatırsan anlat.Anlamamak için direniyor.Bu ayet bu devir de olmaz.İslam gerici ve yobazlar dini vesaire.Bir atasözümüz de denildiği gibi " it ürür, kervan yürür". İslamdan sonra yeni bir din gelecek olsaydı ve yeni bir kitap ile yeni bir peygamber gelseydi bile inatçı nefis kabul etmeyecek ve yine dinden kaçmak için bahaneler arayacaktı.
Bu gibi düşünen zatlara Mevlana, mesnevisin de şöyle cevap vermiştir."Güzel ve özgün bir nükte duysan.anlamandan sonra tadı kaçıp sevimsizleşir.(dersin) ki ben bunu çok duydum eski di artık, bundan başka bir şey söyle dostum. Farz etki, yeni ve özgün bir şey daha söylendi .Yarın ondan da bıkıp, tiksinirsin.Hastalığı defet, hastalığın kökü kazınınca eski sözler (bile) yeni gelir sana"
Hastalıktan kast nedir?İmansızlıktır.Bir insan imanın tadını alınca gözü hiçbir şey görmez.Gönlü de başka sevda istemez.Bunun yolu kelime -i şehadetten geçer.Her kalp günah işlemekten dolayı kararır.Kararan kalbin cilası zikirdir. Hz Peygamber aleyhisselatu vesselam" Her şeyi cilalayan bir cila vardır.Kalplerin cilası da allahı zikretmektir" buyurmuştur.
Makaleme son vermeden evvel şunu da demek isterim.Ölüm gelmeden önce, islama dönelim.Tövbe fırsatımız variken tövbeye koşalım.Yarın kabir de " Rabbin kim" sorusun da terlememek için, bugün dünya da amelleriişlerken ,Allahın rızasını kazanmak uğrunda terleyelim.Rabbim yardımcımız olsun.Muharrem ayına tekrardan kavuşmayı ve içinde bulunduğumuz safer ayının da hakkımız da hayırlara vesile olmasını cenabı haktan dilerim. ve ahiru dağvağna enil hamdulillahi rabbil alemin.
17 şubat 2009
22 safer 1430
salı
M.K
