YEŞİLYOLCULAR | SANAL ALEMİN İMAM HATİP ŞUBESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    ŞABAN-I ŞERİF AYI VE TASAVVUF ( birinci bölüm)

    M.K
    M.K
    yeşil sever

    yeşil sever


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 68
    Okul : Cumhuriyet üniversitesi
    Ruh hali : ŞABAN-I ŞERİF AYI VE TASAVVUF ( birinci bölüm) Secilm10
    Teşekkür : 0
    Puanı : 154
    Kayıt tarihi : 15/06/09

    ŞABAN-I ŞERİF AYI VE TASAVVUF ( birinci bölüm) Empty ŞABAN-I ŞERİF AYI VE TASAVVUF ( birinci bölüm)

    Mesaj  M.K Cuma Tem. 31, 2009 2:41 pm

    NOT; BU YAZI ÇOK UZUNDU BİR MESAJA SIĞMADI O YÜZDEN İKİYE BÖLDÜM...
    ŞABAN-I ŞERİF AYI VE TASAVVUF

    Bismillah.Elhamdulillah.Bizleri Üç aylar şeklinde tabir ettiğimiz Mübarek Rahmet dilimlerine kavuşturan Allah'a Hamd olsun.Salat ve Selam ise " Şaban benim ayımdır.Kim Şaban ayına değer verirse ,Muhakkak ki o, benim emrime önem vermiş olur.Benim emrimi büyük tutana ise ,Ben kıyamet günü öncü bir kurtarıcı ve iyi bir hazırlık olurum" buyuran Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi vesselleme olsun. Selam ise; Ehli beyte, Ashabına ve Tüm Peygamberlerin üzerine olsun.

    Ne mutlu ki; Üç ayların ikincisi olan Şaban-ı Şerif Ayına kavuştuk.Arkamızda Receb-i Şerif Ayını büyük bir üzüntü ile geride bıraktık.Bu konuda denilir ki; Günler üçtür.İlki , Dünkü gündürki bu geçip gitmiştir.İkincisi Bugünkü gündürki halen işlenmektedir.Üçüncüsü yarınki gündür ki, o bir ümitten ibarettir.Yine aynıca aylarda üçtür.İlki Receb-i Şerif ayı ki; bu geçmiştir ve birdaha geri gelmez.İkincisi Ramazan-ı Şerif ayıki; onu beklemekteyiz.Erişip erişemeyeceğimizi bilemeyiz.Üçüncüsü Şaban-ı Şerif ayıdırki bu da bu iki ay arasında bir vasıtadır.Onun için bu ayı ganimet bilmeli ve bu ayda ibadet ve taate önem göstermeliyiz.

    Ramazan-ı Şeriften önceki son kavşaktır bu ay.İşlediğimiz günahlara dur deme zamanıdır.Allah'a Nasuh Tevbesi etme vaktidir vakit.Allahu Teala ve Tekaddes Hazretleri buyuruyor ki ;"Ve şüphe yok ki; ben tövbe eden ve iman eyleyen ve salih (iyi) amelde bulunan ,sonra da doğru yolda sebat gösteren kimse için çok mağfiret ediciyim (bağışlayıcıyım.) [ taha:82]

    Merak edip tevbe nedir diyenler için biraz daha derinleştirelim mevzumuzu.Lugatta ,Bir şeyden geri dönmektir.Şer'i Şerifte ise ; Günahı bilip itiraf etmek, o yapılan günahdan dolayı pişman olmak ve o günahı bir daha işlememeye kesin karar vermektir.Tövbe ederken "sonra tekrar bu günaha dönebilirim"ihtimalini içinden geçirenin tövbesi makbul olmaz.Tevbe ederken şu misali gözünüzün önünde canlandırın ki; İneğin memesinden çıkan süt nasıl tekrar geriye dönmüyorsa (buna imkan ve yolu yoksa) aynen bunun gibi tövbe edeninde o günaha tekrar geri dönmesine ne imkan ne de yol kalmıştır artık.Bundan ötürü rabbinize tövbe-i nasuh edin.

    Zümer Suresi 53.Ayetinde mealen buyuruluyor ki;"De ki; Ey kendilerinin aleyhine (günahda) haddi aşanlar.Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.Çünkü Allah bütün günahları yarlığar.Şüphesiz ki o, çok bağışlayıcı çok esirgeyendir." ve Neml suresi 11. ayetin mealinde ise " Meğer ki zulmeden kimseler ola sonra bir kötülüğün ardından onu bir iyiliğe çevirirse şüphesiz ki ben(yine) hakkıyla yarlığayıcı,çok esirgeyiciyim"

    İnsanoğlu hata yapmadan bir an dahi duramaz.İlla ki bir yanlışa düşer.Bunu ise iyilikler yaparak sildirmeye çalışır.Allahu teala kulunu affedicidir.Affetmeyi sever.Zira Esma ül hüsnasından biri Tevvab Celle celaluhudur.Manası ise ; son derece tövbeleri kabul edici.Bir rivayette " Benim rahmetim, gazabımı geçti" buyuruyor.Fakat insan kendi iradesiyle azaba duçar olmak istiyorsa ki buna da yapılacak pek bir şey kalmamıştır zaten.

    Bilindiği üzere Peygamber Sallallahu aleyhi vessellem o kadar üzülürdü ki, İnsanlar islamla müşerref olmuyor diye.Az gitti kendini helak edecekti.Allahu Teala Habibine buyurdu ki; " Hidayet Allahtandır"Yani sen elinden geleni yap, hidayeti ancak ben yaratırım.Sen onlara bekçi değilsin.Onların yaptıklarından da sorumlu değilsin.Sen sadece duyurucusun.

    Peygamberimiz Veda Hutbesinde "Tebliğ ettim mi ? " diye sorduğunda ,Ashabda " evet tebliğ ettin" demişlerdi.O zaman üç kere " Şahit ol ya Rab" dedi Allahın Resulu Sallallahu aleyhi vessellem.Evet bizlerde senin tebliğinle şerefe kavuştuk.Dünyamız da Ahiretimizde senin şerefinle mamur oldu, yıkık kalplerimiz ihya oldu.Bugün dahi senin bu dini tebliğ ettiğine şahitlik ediyoruz.

    Emri bil maruf yani iyiliği emretmekle sorumluyuz.İnsanları doğru yola çağırmak zorundayız.Namaz ,oruç gibi ibadetleri anlatmalıyız.Nehyi anil münker yani kötülükten de men etmeli,engellemeliyiz.İnsanları yapacakları hatalardan döndürmeliyiz.Mesela,içki içmekten ,faiz yemekten engellemek gibi.Yine aynı zamanda kandil gecesi televizyonun başında boş ve ahlaksız filmler seyredecek olan birini, o gece kendi evine davet ederek veyahut bir ilim meclisine götürerek en azından 10 dakika dahi günah işlemesine engel olsan o bile bir nehyi anil münker sayılır.

    Makalemizin girişinde yazdığımız hadisi bu tevbe ve emri bil marufla birleştirirsek sonucunda hz peygamberin Sallallahu aleyhi vessellem kurtarıcılığına ermiş oluruz ki bu da olsa olsa şefaatidir.Bu Şefaat ki yarın mahşerde bizlere o kadar yardımcı olacak ki.Bütün peygamberlerin " nefsi,nefsi" dediği bir günde sadece o, " ümmeti ,ümmeti" diyecek, ümmeti ise diğer ümmetlerden üstündür o'nun Sallallahu aleyhi vessellem

    Nasıl ki; Hazreti Peygamberin Sallallahu aleyhi vessellem üstünlüğü diğer peygamberlerin üstünlüğünü geçmiştir.Nasıl ki Şaban-ı Şerif ayının üstünlüğü diğer ayların üstünlüğünü geçmiştir.İşte bunlar misali Ümmeti Muhammed de diğer ümmetleri üstünlükte geçmiştir.Ama bu (son zamanın ) ümmetin bir özelliği var ki o da garip zamana kalmasıdır.Yine Ahir zamanın müminlerine bir müjde var ki o ise şudur ;" Beni görmeden bana iman edenler kardeşlerimdir."


    Hazreti Peygamberi görmedik,biz ondan Sallallahu aleyhi vessellem asırlar sonra geldik dünyaya ama biz ona Sallallahu aleyhi vessellem iman ettik.Eski kavimlerin ve ashabın gördüğü mücizeleride görmedik.Ama biz ona iman ettik.Biz gayba iman ettik ki oda imanların en üstünüdür.Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın.Sapıtanların ve dalalete düşenlerin yoluna uydurmasın.Canımızı, ehlimizi,akrabalarımızı,arkadaşlarımızı,komşularım ızı ve neslimizi Ehli sünnet ve cemaat itikadinden bir karış dahi ayırmasın.Amin.Zira bir karış ayrılmak demek doğrudan uzaklaşmak demektir.Bunu şu misal ile biraz daha anlatalım.

    Coğrafya dersinde şunu öğretirler.Güneşin etrafında dönen dünyanın yörüngesi bir kaç santim yerinden oynasa yani güneşe yaklaşsa dünya kavrulur.Ve yine güneşten uzaklaşsa dünya donuverir.Oysaki şuan ki yeri çok idealdir.İşte bize de şuan Ehli sünnet yolu çok idealdir.Ondan biraz uzaklaşsak, hristiyanlar misali.Biraz daha kaysak yerimizden yahudiler gibi.....

    NOT DEVAMI İKİNCİ KISIMDA...

      Similar topics

      -

      Forum Saati Çarş. Mayıs 15, 2024 12:24 pm