YEŞİLYOLCULAR | SANAL ALEMİN İMAM HATİP ŞUBESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Örnek bir baba olarak Peygamber Efendimiz

    ..::mücahit::..
    ..::mücahit::..
    YY


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 623
    Yaş : 35
    Nerden : KONYA
    Okul : Seydişehir İhl
    İleti : ..::madem ki ölüm bir defa neden ALLAH için olmasın::..
    Ruh hali : Örnek bir baba olarak Peygamber Efendimiz Tuhaf10
    Teşekkür : 12
    Puanı : 352
    Kayıt tarihi : 06/08/08

    gül Örnek bir baba olarak Peygamber Efendimiz

    Mesaj  ..::mücahit::.. Perş. Ağus. 27, 2009 8:59 pm

    Hayatın her alanında kendisinde örneklik bulacağımız Peygamber Efendimiz (sav), bütün güzel hasletlerinin yanı sıra, bir baba olarak da ideal babanın nasıl olması gerektiğini tüm insanlığa öğretmiştir.

    Hiç şüphesiz Peygamberimiz, örnek bir baba olarak tarihteki bütün ailelere hem insani ilişkiler anlamında hem de baba ile evlat arasındaki ilişki bağlamında, huzurun ve şefkatin sınırlarını göstermiştir. 'Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım' sırrına mazhar olan efendimiz, şefkatli bir baba, merhametli bir dede, ideal bir kayınpeder, kararlı bir ordu komutanı, adil bir devlet başkanı, kuşatıcı bir toplum önderi ve hepsinden daha önemlisi, Allah'ın son peygamberiydi. Sevgi ve rahmet peygamberiydi.
    Her haliyle örnek bir baba olan efendimiz, kendi çocuk ve torunlarına olduğu kadar, tüm çocuklara çok düşkündü. En küçük kızı Hz. Fatıma ile arasında çok sıcak bir samimiyet vardı. Fatıma'yı her daim gözetir, onu ruhundan ve bedeninden bir parça olarak kabul eder, bunu ifade ederdi. 'Kızımı üzen beni üzmüş olur' derdi.
    Efendimizin kendisine düşkünlüğü kadar, kızı Hz. Fatıma da babasına çok düşkündü. Simasıyla, oturmasıyla, kalkmasıyla, edebi ve ahlakıyla tam olarak babasının kızıydı. Efendimize mizaç bakımından en çok benzeyendi. Peygamberimiz, sefere çıkacağı zaman en son kızına uğrar, onunla vedalaşırdı. Dönüşünde de ilk önce Fatıma'nın yanına uğrardı.
    Peygamberimizin evi ile Hz. Fatıma'nın evi yan yana idi. Çok sık görüşürler, çok sık birlikte olurlardı. O kadar ki, Hz. Fatıma babasını ziyarete gelince, Peygamberimiz (sav), mübarek kızını karşılamak için ayağa kalkar, onu alnından öper ve yanına oturturdu.
    Düğün gecesi, babanın kızına nasihati

    Hz. Fatıma'nın, Hz. Ali ile evlendiği düğün gecesi, mütevazı bir yemek ikramından sonra, Efendimiz (sav), bir eliyle Hz. Ali'yi diğer eliyle de Hz. Fatıma'yı tutarak evlerine götürdü. Fatıma'yı bağrına bastıktan sonra biricik kızına şu nasihatlerde bulundu:
    "Kızım, evimizden çıkıp, başka bir eve, ülfet etmediğin bir kimseye gidiyorsun. Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuşak davran. Öfkeli halinde sessizce ortadan uzaklaş, öfkesi geçinceye kadar ona görünme. Dilini ve kulağını muhafaza et. Kocan, daima senden güzel söz işitsin, güler yüz görsün. Bu suretle sana iyi gözle baksın"
    Peygamberimiz bu nasihati verdikten sonra, kızı Hz. Fatıma'yı alnından öptü. Hz. Ali'ye teslim etti ve 'Hanımın çok iyi bir hanımdır' buyurdu.
    Efendimiz, Fatıma'yı evlendirdikten sonra da ilgi ve alakayı kesmemiş, sık sık onlarla beraber olmuştur.
    Peygamber Efendimiz (sav)'ın kızına gösterdiği hürmet, zamanla Cahiliye devrinden kalan düşünceleri silip atmaya yetmişti.

    Evlendirdikten sonra bile kızını ibadetlere teşvik ederdi
    Peygamberimizin tüm aile fertleri gibi Hz. Fatıma da O'nun manevî terbiyesine muhatap olmaktaydı. Allah Resulü, biricik kızını ve damadını, Allah'ın rızasını kazanan kimseler olarak görmek istiyor, bu hususta çaba gösteriyor, devamla onlara nasihatte bulunuyordu.

    "Ey Habibim! Ailene namaz kılmalarını söyle. Ve Sen de bunda sebatkâr ol!" [Tâhâ, 132] ayeti nazil olduktan sonra sabah namazına giderken mutlaka Hz. Fatıma'nın evinin penceresinde durur, onları namaza kaldırırdı. Kızının manevi eğitimine ve kulluk vazifesini ifa etmesinde gayret gösterirdi. O kadar ki, bir baba olarak evlendirdikten sonra bile, kızının ibadetlere gereken hassasiyeti göstermesi için çırpınırdı.
    Bir Kurban Bayramı gününde bu kez sevgili kızını, kesilecek kurbanının başında bulunmak üzere çağırmış ve şöyle buyurmuştu: "Fatıma! Kalk gel, kurbanının başında bulun. Çünkü kurban kesildiği vakit akan ilk kan damlasıyla, işlediğin her günahın affolunur. Kurbanın kesilirken de şu ayeti oku: "Şüphesiz benim namazım da ibadetlerim de, kurbanım da, hayatım da, ölümüm de, hiçbir ortağı bulunmayan Âlemlerin Rabbi Allah içindir. Ben böylece emrolundum. Ve ben Müslüman olanların ilkiyim." [En'âm, 162-163]
    Kızının aile saadetini de önemserdi


    Peygamber efendimiz (sav), her ailede zaman zaman yaşanması muhtemel birtakım anlaşmazlıklar konusunda, kızına da damadına da aynı anlayışı ve nezaketi gösteren yönüyle günümüz babalarına örnekler sunmuştur.
    Kızını ziyaret ettiği bir gün, evde Hz. Ali'yi bulamayınca kızından nerede olduğunu sormuş Hz. Fatıma da bir konuda tartıştıklarını ve Hz. Ali'nin küserek evi terk ettiğini ifade etmişti. Hemen konuyla ilgilenen Hz. Peygamber (sav), yanındakilere Ali'yi aramalarını söylemiş daha sonra, Hz. Ali'yi, mescidin bir köşesinde toza toprağa bulanmış bir şekilde uyuyor vaziyette bulmuş ve ona şefkat dolu sesiyle seslenmiş: "Kalk ey Ebû Türâb, kalk bakalım! Diye kaldırmış bir taraftan da elleriyle üstündeki tozu silkelemeye çalışmıştı.
    Peygamberimizin kendisiyle böylesine içten bir davranışla ilgilendiğini gören Hz. Ali'nin gönlündeki buzlar erimiş ve Hz. Fatıma'yı bir daha hiçbir şekilde üzmemek üzere kendisine söz vermişti. Hatta Efendimizin, toza toprağa bulanmış halini bile severek ona "Ey Toprak Babası!" diye hitap etmesinden çok hoşlandığını da daha sonra sık sık hatırlayıp, tebessüm etmiştir.
    Peygamberimiz, kızıyla Hz. Ali'nin arasını bulduktan sonra, kalbi o denli büyük bir sevinçle dolmuştu ki, onun bu mutlu halini gören sahabeler, dayanamayarak sormuşlar, efendimiz de onlara şöyle cevap vermişti: "Nasıl sevinçli olmayayım, en aziz olanlarımı barıştırdım."
    Resulullah (sav) Efendimiz, bir babanın sahip olması gereken sevgi, şefkat, merhamet ve adil kişiliğin en mükemmel haliydi. Gönülleri hoş etmek, ibadetlere teşvik etmek ve evlatlarının aile saadetlerinin devamını sağlamak için bütün gayretini gösterirdi.
    Kızının sorumluluğunu, onu evlendirene kadar üzerinde taşıdığını düşünen, evlendirdikten sonra, artık ilgi göstermeyen günümüz babalarının yanlış tavırları, O 'en güzel örnek' olan Peygamber'in hayatını iyi bilmemekten kaynaklanıyor.
    Bir baba ile evladı arasında olabilecek en güçlü bağı onlar göstermişti

    Geçmiş ve gelecek tüm insanlığa en güzel örnekler bırakan Son Peygamber efendimiz (sav)'ın vefatı öncesinde ve sonrasında yaşananlar da oldukça anlamlı ve hüzünlüdür.
    Peygamber Efendimiz (sav), tutulduğu ateşli hastalığın artması üzerine, son günlerini Hz. Aişe'nin evinde geçirmekteydi. Hz. Fatıma annemiz, biricik babasının yanından bir an bile ayrılmak istemiyordu. Efendimiz (sav)'ın son günlerinde, çektiği acının fazlalaştığını gören Hz. Fatıma: "Vah Babacığım! Ne kadar çok acı çekiyorsun" diyerek gözyaşlarını tutamayarak ağlamaya başlamıştı.
    Kızının üzülmesi, kendisini üzen Peygamberimiz (sav), biricik kızına: "Üzülme kızım. Baban artık sıkıntı çekmeyecek" demiş ve kızını teselli etmişti.
    Peygamberimiz, bir ara kızı Fatıma'ya, kendisine yaklaşmasını istemiş, Fatıma'da yaklaşınca kulağına bir şeyler söylemişti. Bunun üzerine Hz. Fatıma'nın ağlaması daha da artmıştı. Efendimiz, Fatıma'ya tekrar yaklaşmasını söylemiş ve yine kulağına bir şeyler fısıldamıştı. Bu sefer Hz. Fatıma'nın yüzünde tebessüm belirmeye başlamıştı.
    Peygamberimiz (sav), Hz. Fatıma'nın kulağına ilk fısıldadığında, artık Allah'a kavuşma anının geldiğini haber vermiş, ikincisinde ise, kendisine ilk kavuşacak kişinin Fatıma olacağını müjdelemişti.
    Sonraki saatlerde efendimiz, ruhunu Rahman'a teslim etmişti. Onun vefatıyla yıkılan Hz. Fatıma, hasretiyle günden güne eriyerek tükenmişti. Gerçekten efendimizin müjdelediği gibi, O'na ilk kavuşan biricik kızı, Hz. Fatıma olmuştu. Efendimizden sonra beş buçuk ay daha dünyada kalan Hz. Fatıma, geçen beş buçuk ayın sonunda, çok sevdiği biricik babasına kavuşmuştu.
    Allah, onlardan razı olsun. Onların birbirlerine gösterdiği sevgi ve saygıdaki titizliği gösterebilmeyi bizlere de nasip etsin.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Cuma Mayıs 17, 2024 8:44 am