YEŞİLYOLCULAR | SANAL ALEMİN İMAM HATİP ŞUBESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2 posters

    ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::..

    ..::mücahit::..
    ..::mücahit::..
    YY


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 623
    Yaş : 35
    Nerden : KONYA
    Okul : Seydişehir İhl
    İleti : ..::madem ki ölüm bir defa neden ALLAH için olmasın::..
    Ruh hali : ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::.. Tuhaf10
    Teşekkür : 12
    Puanı : 352
    Kayıt tarihi : 06/08/08

    ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::.. Empty ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::..

    Mesaj  ..::mücahit::.. Paz Eyl. 07, 2008 9:44 pm

    Kur’ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap

    Niçin millet olarak Kur’ân’dan bu kadar kopuk ve hakikatlerine bir o kadar yabancıyız?” sorusunun en esaslı cevabı 3 Kasım tarihinde saklı… 3 Kasım 2002’yi kastetmiyorum, 3 Kasım 1928’i hatırlatmaya çalışıyorum… O gün ne mi oldu? Hazret-i Ali (kv) o gün ne olacağını 1400 sene evvelinden görüp Ercüze eserinde haber vermiş de; biz mi, 80 yıl önceki hadiseyi bilemeyeceğiz? Basit bir tarih kitabını karıştıran herkes bu meş’um tarihte neler olduğunu çabucak fark edecektir.. İyice meseleyi tefekkür eden her akıl sahibi de baştaki sorunun cevabını behemehal bulacaktır…

    Kur’ân’la aramızdaki köprülerin atılmasının bedelini çok ağır ödedik, hâlâ da ödüyoruz... Şimdi, memleketin seksen yıllık ahvâli ve şu anki vahim hâlini dikkate alınca, 3 Kasım 1928 günü olanlardan dolayı, Ankara’da Seyyid Tâhâ’ın niçin kahrından öldüğünü daha iyi anlamak mümkün... Niçin 1400 sene evvelinden Hz. Ali (kv)’nin bu asırdaki sadece bu hadise ile alakadar olduğu, niçin nice ak sakallı hocanın bu hadise yüzünden ‘ulemâi’ssû’ sınıfına dahil olduğu şimdi çok daha açık… Niçin Bediüzzaman Hazretleri’nin ve talebesi ve kendisinden sonra davasının başı olan Husrev Efendi’nin ömürlerini Kur’ân’ın hakikatleri ile birlikte harflerinin de muhafazasına hizmet için vakfettiklerinin hikmetleri bugün artık çok daha berrak nazarımızda…
    Hayatın her safhasını, her ânını işgal etmesi gereken; her meslek erbabını, her tabakadan insanı her gün meşgul etmesi lâzım gelen Kur’ân, bu asırda hem mahzûn hem mahpûs. Kur’ân, çoğu ehl-i dîn için bile bir mucizenin ötesinde, erişilmez, anlaşılmaz ve sadece hocaların, hafızların okuyabileceği bir kitap hüviyetinde. Bu telakki yavaş yavaş kırılıyor elbette. Lâkin, şimdilerde, Kur’ân ve Kur’ân’la alâkalı mevzuları gündeme getirenler, Kur’ân’ın temel mesaj ve manalarını anlayıp hayatına aksettiren ve sünnet-i seniyeyi hayat tarzı olarak kabul edenlerden ziyade, Kur’ân’ın ve sünnetin özünden ve esasından bîbehre ve hayat tarzı Resûlullah (asm)’ın hayat telakkisine taban tabana zıt şahıslar maalesef. “Kur’ân’a çağrı” maskelerinin altından zaman zaman “Kur’ân’a ihânet” kokuları geliyor… “Gerçek İslâm” tabelalarının arkasından şeytânî hezeyan mecmuaları çıkıyor bazen. Bunun için, ehl-i sünnet ve’l-cemaat itikad ve amel düsturlarından sapma göstermeyen şahısları ve eserleri Kur’ân’a basamak yapmak ve meydanı postmodern ulemâi’s-sû’lara kaptırmamak için Kur’ân’la istikametli meşguliyetlerimizi yoğunlaştırmamız şart...
    Hazret-i Ali (kv) der ki: “Resûlullah (asm)’dan işittim: ‘Haberiniz olsun ki bir takım fitneler zuhur edecektir!’ buyurdu. ‘Yâ Resûlallah! O fitnelerden çıkış, kurtuluş nedir?’ diye sordum. ‘Kitâbullah’dır! Çünkü, sizden öncekilerin haberleri de, sizden sonrakilerin haberleri de, aranızdakinin hükmü de ondadır. O, hak ile bâtılı ayıran kesin bir hükümdür, şaka ve boş şey değildir. Onu zorbalıkla bırakan kimsenin Allah, boynunu kırar. Hidayeti doğru yolu Ondan başkasında arayanı dalâlete düşürür. O, Allah’ın en sağlam urganıdır. O, hikmetle dolu Kur’ân’dır. O, en doğru yoldur. O, boş arzuların haktan saptıramayacağı, dillerin karıştırıp belirsiz edemeyeceği, ilim adamlarının doyamayacağı, çok tekrarlanmasından bıkılmayan, akılları hayrette bırakan meziyetleri bitip tükenmek bilmeyen bir Kitap’tır. O, öyle bir Kitap’tır ki, Cinlerden bir zümre Onu dinledikleri zaman ‘Biz gerçek hayranlık veren bir Kur’ân dinledik ki, O, hakka ve doğruya götürüyordur. Bundan dolayı biz de, O’na inandık..’ demişlerdir. O’na dayanarak konuşan doğrulanır. Onunla amel eden ecre erer. O’nunla hükmeden adâlet eder. O’na davet eden, doğruya ve doğru yola davet etmiş olur!’ buyurdu.”
    Kur’ân’ın meziyetleri bitip tükenmek bilmez. Her asra her insan tabakasına hitâb eden, harfleri adedince ilimleri içinde barındıran mucize bir kitaptır Kur’ân. Hem akılları hayrette bırakacak kadar ince ve hârika sırlarla doludur Kur’ân. Yazının başında dikkat çektiğimiz tarihi bu meyanda bir kez daha dikkatlerinize arz ediyorum. Çok şükür ki o târihin temelindeki sır bugün öldü. Şimdi, her zaman ve her mekân Kur’ân’ın sırlarını konuşmaya hazırlanıyor.
    muhsin meriç
    MAfacan
    MAfacan
    Yeşil Yolcu

    Yeşil Yolcu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 613
    Yaş : 32
    Nerden : BURSA / TRABZON
    Okul : BİAİHL
    İleti : RABBİM KALBİMİ TUT..! BUNA İHTİYACIM VAR..!
    Ruh hali : ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::.. Tuhaf10
    Teşekkür : 7
    Puanı : 490
    Kayıt tarihi : 20/02/09

    ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::.. Empty Geri: ..::Kur'ân: Meziyetleri tükenmeyen Kitap::..

    Mesaj  MAfacan Cuma Şub. 27, 2009 8:19 pm

    Ne güzel yazmş abimiz

    RABBİM(cc) bize Kur'an-ı Kerim'i öğrenen ve (inşaallah) öğretn bi toplumda yaşamayı nasib eylemiş.
    Çok şükür

      Similar topics

      -

      Forum Saati Perş. Mayıs 16, 2024 5:02 am