Allahu teala 1.5 milyarlık dünya toplumuna müslüman olma şerefine tabi tutmuş. İnsanlar farkında olmadan, islamı keşif ederek, müslüman aileden doğarak Islam dini ile tanişıyorlar. Fakat hiç düşündükmü acaba Islam dini nasıl en güzel bir biçimde yaşanılabilir?
Önemli olan unsurlar acaba hangileri? Müslüman anne ve babadan meydana gelmek? Dini tam olarak anlamak yada anlamaya çalışmak? İslamı bilmek ama pratiğe geçirmemek fakat iman etmek mi?
İslam dinine göre her doğan insan müslüman kimliği üzere doğar ve insanı ailesi, çevresi ve geçtiği eğitim belli bir kişiliğe ve mentaliteye eriştirir.
Bazen bu mentalite gereği ile insanlar doğru yol üyere olduklarını zannederler. Çoğu zamanda inandıkları ve takip ettikleri yolların doğru olduğunun araştırmalarına girmeden bu doğruluğun kanaatine varmışlardır. Kalp ile tasdik etmeden dil ile ikrara geçmişlerdir. Buna bir nevi bir leveli bitirmeden diğerine balıklama dalmada denilebilir.
Acaba müslüman anne ve babadan doğmak bir insanın kendini müslüman zannetmesi ve hissetmesi için yeterli sayılabilirmi?
Toplumumuzda meydana gelen "zamana uyma"-düşüncesi ve İslam dininin sadece geleneksel yaşanılması coğu müslümanı sadece kağıt üzeri müslüman olmaya kadar götürmüş durumda.
Yani ailenin müslüman olması beşer üzerinde bir önem taşımıyor. Ama malesef bunu insanlarımız bilmiyor ve müslümanlığı aile ve ırk ile bağdaştırıyorlar. Burda bir anımı anlatayım. Camiye bir genç erkek gelir ve camideki cocuklardan biri ona dönüp "Wer sind Sie?" (Siz kimsiniz?) diye soru sorar. Genç erkek ,,Ben Türküm" diye cevap verdikten sonra küçük kız ,,Ben sizi alman zannetmiştim der!" Genç cevap olarak "Estağfırullah" der.Aslında müslüman olup yada olmamanın ırk ile hiç bir alakası yoktur ve olamazdırda. Bir milliyetten bir beşer diğer insanlara karşı asla üstünlük taslayamaz. Müslümanlar kardeştir ve bu kardeşligi birlik ve beraberlik ile hissedilir. Müslümanlar renkli leblebi şekerleri gibidirler. Dış görünüşleri farklıdır fakat içleri (kalpleri) aynı noktada buluşur. Bazı müslümanlar kendilerinin iyi bir müslüman olduklarına inanırlar. Bilgileri çoktur fakat bu bilgileri pratiğe geçirmezler. Islam dini sadece bilgi toplamaktan ibaret değildir; Islam dini aksiyon dinidir. Yani öğrendiğini hayata geçirme dinidir. İslamın en güzel tebliği onu yaşamakla olur. İnsanlar okuduklarına ve duyduklarına ne kadar inansalarda, gördüklerine daha bir fazla inanırlar. Bu yüzden müslümanlara düşen İslamı sadece kalpte değil gerçek hayattada yaşamak. Her insan müslüman olabilir önemli olan müslümaliğı yaşayıp İslamın gereğini yerine getirmektir. Kağıt üzeri müslüman olmakla Allah rızası ve ahiret kazanılmaz. Ahirett ve Allah rızasını kazanmak için evvela Allah'ın emir ve yasaklarına boyun eyilmesi gerekir.
"I'm proud to be Muslim" diyebilmek için için Kuran-ı bilip araştırıp iyice sindirip ve hayata geçirmek gerekiyor. İnsan hangi ırk ve milletten olursa olsun, İslam dini üzere yaşıyorum demek için iyi ve gerçek anlamda müslüman olması ve iman etmiş olması gerekiyor.
Önemli olan unsurlar acaba hangileri? Müslüman anne ve babadan meydana gelmek? Dini tam olarak anlamak yada anlamaya çalışmak? İslamı bilmek ama pratiğe geçirmemek fakat iman etmek mi?
İslam dinine göre her doğan insan müslüman kimliği üzere doğar ve insanı ailesi, çevresi ve geçtiği eğitim belli bir kişiliğe ve mentaliteye eriştirir.
Bazen bu mentalite gereği ile insanlar doğru yol üyere olduklarını zannederler. Çoğu zamanda inandıkları ve takip ettikleri yolların doğru olduğunun araştırmalarına girmeden bu doğruluğun kanaatine varmışlardır. Kalp ile tasdik etmeden dil ile ikrara geçmişlerdir. Buna bir nevi bir leveli bitirmeden diğerine balıklama dalmada denilebilir.
Acaba müslüman anne ve babadan doğmak bir insanın kendini müslüman zannetmesi ve hissetmesi için yeterli sayılabilirmi?
Toplumumuzda meydana gelen "zamana uyma"-düşüncesi ve İslam dininin sadece geleneksel yaşanılması coğu müslümanı sadece kağıt üzeri müslüman olmaya kadar götürmüş durumda.
Yani ailenin müslüman olması beşer üzerinde bir önem taşımıyor. Ama malesef bunu insanlarımız bilmiyor ve müslümanlığı aile ve ırk ile bağdaştırıyorlar. Burda bir anımı anlatayım. Camiye bir genç erkek gelir ve camideki cocuklardan biri ona dönüp "Wer sind Sie?" (Siz kimsiniz?) diye soru sorar. Genç erkek ,,Ben Türküm" diye cevap verdikten sonra küçük kız ,,Ben sizi alman zannetmiştim der!" Genç cevap olarak "Estağfırullah" der.Aslında müslüman olup yada olmamanın ırk ile hiç bir alakası yoktur ve olamazdırda. Bir milliyetten bir beşer diğer insanlara karşı asla üstünlük taslayamaz. Müslümanlar kardeştir ve bu kardeşligi birlik ve beraberlik ile hissedilir. Müslümanlar renkli leblebi şekerleri gibidirler. Dış görünüşleri farklıdır fakat içleri (kalpleri) aynı noktada buluşur. Bazı müslümanlar kendilerinin iyi bir müslüman olduklarına inanırlar. Bilgileri çoktur fakat bu bilgileri pratiğe geçirmezler. Islam dini sadece bilgi toplamaktan ibaret değildir; Islam dini aksiyon dinidir. Yani öğrendiğini hayata geçirme dinidir. İslamın en güzel tebliği onu yaşamakla olur. İnsanlar okuduklarına ve duyduklarına ne kadar inansalarda, gördüklerine daha bir fazla inanırlar. Bu yüzden müslümanlara düşen İslamı sadece kalpte değil gerçek hayattada yaşamak. Her insan müslüman olabilir önemli olan müslümaliğı yaşayıp İslamın gereğini yerine getirmektir. Kağıt üzeri müslüman olmakla Allah rızası ve ahiret kazanılmaz. Ahirett ve Allah rızasını kazanmak için evvela Allah'ın emir ve yasaklarına boyun eyilmesi gerekir.
"I'm proud to be Muslim" diyebilmek için için Kuran-ı bilip araştırıp iyice sindirip ve hayata geçirmek gerekiyor. İnsan hangi ırk ve milletten olursa olsun, İslam dini üzere yaşıyorum demek için iyi ve gerçek anlamda müslüman olması ve iman etmiş olması gerekiyor.