YEŞİLYOLCULAR | SANAL ALEMİN İMAM HATİP ŞUBESİ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    ...SuLtan mahmut....

    RanaNur
    RanaNur
    En Yeşilyolcu

    En Yeşilyolcu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 731
    Nerden : Eskişehir
    Okul : Sakarya İlahiyat Fakültesi
    İleti : Hâdim-ul Kur'an / Hâfiz-ul Kur'an..
    Ruh hali : ...SuLtan mahmut.... Utanga10
    Teşekkür : 8
    Puanı : 304
    Kayıt tarihi : 11/08/08

    ...SuLtan mahmut.... Empty ...SuLtan mahmut....

    Mesaj  RanaNur C.tesi Ara. 27, 2008 3:35 pm

    [b]SuLtan mahmut


    Sultan Mahmut han, tebdili kıyafet yaparak bir kahveye girer. Yaşlı çaycıya herkesin tıkandı baba diye hitap ettiğini görüp, bu lakabın nereden geldiğini sorar. Çaycı anlatır:

    — Bir gece rüyamda çeşmemin daha iyi akması için çomak sokup açmaya çalıştım. Çomak kırıldı, suyun akması iyice azaldı, uğraşırken temelli tıkandı, su hiç akmaz oldu. Bunu komşulara anlatınca, adım tıkandı babaya çıktı.

    Sultan Mahmut han, vezire, (Bir ay, her gün bu adama bir tepsi baklava getirin. Her dilimin altına bir altın koyun) diye talimat verir.

    Ertesi gün baklava gelir. Çaycı, (Baklavayı satayım da üç beş kuruş alayım) der. Bir Yahudi baklavayı rayiç fiyattan daha aşağı alır. Baklavayı yerken altınları görür. Yahudi bir şeyler anlamaya çalışır. Ertesi günü çaycıyı görüp, (Sana baklava getiren olursa ben yine daha yüksek fiyattan alırım) der. Yahudi her gün fiyatı artırarak almaya devam eder. Çaycı da, iyi para kazanıyorum diyerek baklavaya hiç dokunmadan satar.

    Bir ay sonra, baklava getirme işi biter. Sultan, çaycı epey zenginlemiş diye düşünür. Padişah kıyafetiyle, çaycının yanına gelir. Çaycıda bir değişiklik olmadığını anlayınca, (Baklavaları ne yaptın diye sorar. O da, hiç birini yemeden sattığını söyler. Hazineden bir miktar altın vermek üzere, çaycıyı saraya davet eder. Sonra, (Şu küreği al, altınlara daldır, kürekte ne kadar altın kalırsa hepsi senin olsun) der. Çaycı heyecanlanır, daha çok altın almak için küreği daldırır. Aksine ters daldırdığı için küreğin üstünde bir altın kalır. Sultan (Demek nasibin bu kadarmış) der. Daha başka imtihana tabi tutarlar. Hiç birinden netice alınmayınca, sultan der ki:

    — Vermeyince Mabut, neylesin sultan Mahmut!




    İmiş



    Ah beni rezil eyledi,

    Bu ne biçim sevda imiş?

    Endişe yok gönlümde hiç,

    Canın eli onda imiş.



    Gönlüm aşkla dolmuş sandım,

    Onu artık bulmuş sandım,

    Uzak yere konmuş sandım,

    Maşuk bizim evde imiş.



    Bilinmez iş eyler idik,

    İlm-i ledün söyler idik,

    İkram görmüş beyler idik,

    Kudret hanı onda imiş.



    Yunus, Arşta seyran eder,

    Görenleri hayran eder,

    Dostu uzakta zanneder,

    Can içinde canda imiş.


    alıntı

      Forum Saati Salı Mayıs 14, 2024 8:53 pm