. . .
"Seni Seviyorum demek ruhun ve bedenin zerreleri zikre susamısken, soylenmezse ölmem demekti.
Söylemem değildi mesele. söylemezsem ölmemdi.
Biri Birine Seni Seviyorum dediğinde Fikrimce Yer Gök titrerdi.
Ona defalarca Kalbimi cilalayan Bir Zikirle Seni Seviyorum dediğimde onun bir kez olsun
Kendiliginden bana Seni Seviyorum Demedigini.. "
. . .
"...yalan değildi aşkın birbirine uymayan iki tanımı olduğu.
bu tanımlardan biri sorgusuz sulasiz teslimiyet anlamına gelirken, diğerinin,
sorgusuz sualsiz teslimiyetin kurulumu demek olduğu.
böylece aşkın mutlak tanımının mümkünler aleminde na-mümkün olduğu..."
. . .
" Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben.
Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben.
Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben. "
. . .
"sadakatin bir ölçüsü de meşakkate evet demekti."
. . .
"çocukluğumla cennetmişim ben. adamlığımla cehennemmişim "
. . .
"korku indi kalbimin üzerine, kalbimin içime oturdu.
en çok da onda gördüğümün, benim onda görme kabiliyetim kadar olduğumu farkettimde korktum.
ölüm başlamıştı ya ,yorumlanması gereken gerekli işaretleri tersine çevrilmiş bir rüyada ya da
kırk yıllık aşina vazoda solmuş bir çiçek gibi gözden mi düştüm, bunu bilseydim.
o ki asıl acı olam,hiç gözde oldum mu, bunu bile bilmedim "